AFŞİN’DE ASHAB-I KEHF’İN 1961 FOTOĞRAFLARI HEYECAN YARATTI.
30/10/2022
ASHÂB-I KEHF TURİSTTİK BİR MEKÂN MI?
08/11/2022

HAVARİ YUHANNES VE YEDİ UYURLAR!..

   ” Hamd tümüyle kuluna ilâhi mesajı indiren ve onda hiçbir çarpıklığa yer vermeyen Allah’a mahsustur.” ( Kehf Sûresi, âyet 1)

     ” ( Aksine onu)dosdoğru ve dolambaçsız ( kıldı) ki, ( inkarcıları) kendi katından gelecek şiddetli bir cezayla uyarsın; yararlı ve erdemli davranan mü’minlere de kendilerini bekleyen güzel bir karşılığı müjdelesin.” ( Kehf sûresi, âyet 2)

      Ayeti kerime meallerinden yola çıkarak, İlçemiz Afşin topraklarında bulunan kutsal mekan ve makam olan Ashab-ı Kehf ( Yedii Uyurlar) ve bunlara öncülük etmiş bulunan aziz Yuhanna’dan bahsedeceğim.

     Aziz Yuhanna, Hz. İsa’nın arkadaşı  on iki Havariyyun’dan bir tanesidir. Dekyanus’un şerrine, sahte tanrılığına isyan ettiren, gençleri bilgi ile, imanla, bir Allah düşüncesiyle dop dolu kılan böylesi bir Havariyyun hazretleridir.

     Bölgemiz olarak, bölge insanı olarak, Allahü Teala’ya ne kadar hamdetsek, ne kadar şükretsek çok çok az olacaktır. Çünkü, aziz Yuhanna, Efsus insanını, bu bölgede yaşayan insanları hidayete kavuşturmuş, bir Allah’a inanmayı sağlamıştır.

     Aziz Yuhanna, bölgemize teşrif etmeseydi, putçuluk bitmeyecek, Allah’a şirk koşma sona ermeyecekti. Şu ayetleri bilgi edinmek maksadıyla zikrediyorum:

     ” Sana onların haberini, sahih bir amaca uygun olarak Biz aktaracağız; Şu bir gerçek ki, onlar Rablerine iman etmiş gençlerdi.  Ve Biz de onların doğru yolda olma bilincini artırmış.” ( Kehf sûresi, âyet 13)

     ” Ve yüreklerini ( imanda) sabiti kılmıştık. ( Küfre) baş kaldırdıkları zaman ( aralarında) şöyle konuşmuşlardı: ” Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir! Asla O’nu bırakıp da, ilâh diye başkalarına kulluk etmeyiz! Doğrusu eğer böyle yaparsak, asıl o zaman haktan uzaklaşıp haddi aşmış oluruz.” ( Kehf Sûresi, âyet 14 )

     Bu sûretle Kur’an’ın bütün kıssa ve meselleri anlatmaktaki asıl amacının tarihi  bilgi vermekten çok öte, ahlaki ders çıkarmak ve ibret almak olduğu açıktır. Başta bu kıssa olmak üzere , Âdem, Habil ve Kabil, Yusuf, Musa ve Harun, Süleyman ve Belkıs, Hârut ve Mârut gibi bir çok kıssa.

     Yahudi dini metinlerinde de ele alınır. Fakat bu kıssaları Kur’an’ın ele alış tarzıyla söz konusu metinlerin ele alış tarzı arasında öze ilişkin dikkat çekici bir fark vardır. Bu fark, Kur’an’ın bu kıssaları ebedi hakikate bir atıf olarak nakledip, onları kimi zaman kendisinden ahlâkî dersler çıkarılması gereken birer ” ibret vesikası” kimi zaman da ” örneklik simgesi” olarak takdim edilmesidir. ( Kur’an Meali)

     Onun içindir ki, Havari aziz Yuhanna’nın, Afşin’da kalarak işçilik yapması, bir grup genci imana, tevhide yöneltmek,onları puta tapmaktan kurtarıp hidayete eriştirmek içindi. Kur’an’da zikredildiği üzere ” Fityetün”, ( Genç delikanlı) manasına gelen Fetâ kökünden türetiilir. Gençler grubunun azlığını belirtmek için kullanılır. buradan anlıyoruz ki, bunlar az sayıda bir grup gençti.

     Sözün burasında, şu hususu belirtmeden geçmiyeceğim: Aziz Yuhanna, el’an şu anda Antakya Habibi Neccar camii avlusunda yatmaktadır. Aziz Yuhanna; bir diğer arakadaşı Havari ile, kendileri için canını dişine takmış Habib Neccar hazretlerinin de kabri caminin zemin katında bulunmaktadır.

     Bu Kur’anî gerçek, Yasin sûresinin hemen ikinci sayfası boyunca anlatılan, onların çekmiş oldukları eziyetleri, zulümleri bildiren ayeti kerimelerle belirtilmektedir. Makamları cennet olsun!.. Demek ki,

     Tarsus anlatımı, Yuhanna ile alakalı olmayıp, Ashab-ı Kehf iddiası da gerçeği yansıtmamaktadır. Ancak, şu gerçeği burada zikretmekte fayda vardır. Yine Havarilerden aziz Paulus Tarsus’a gitmiş, orada hizmet etmiş bir ruhanidir. Makamı cennet olsun.

     Demek ki, tevhid kahramanları, yaşadıkları bölgeyi kurtuluşa erdirmişler, insanları puta tapmaktan, beşeri ilah edinmekten halas etmişlerdir. Dolayısıyla,  HavarieYuhanna’nın Efsus bölgesinde kısa süre yaşaması, çalışması batılın, şirk yolunun bitmesine sebep olmuştur.

     Demek ki, Havari Yuhanna, Afşin topraklarına bir görevle gelmemiş olsaydı, buradaki bir kısım gençler, hakkı bulamayacak, tevhid düşüncesiyle hem hal olamayacaklardı. Hamdü sena olsun ki, Efsus toprakları, böylesi bir iman eri ile karşılaşmış, putu, putçuluğu, insana tapmayı yok etmişlerdir.

     Bakınız!.. Şehre gönderilen Yemliha, arkadaşları tarafından öylesi nasihata tabi tutulmuş ki, Afşin’dan alacağı yiyeceklerde bile şu hususlara dikkat edilmesini, yani neyin helal, neyin haram olduğunun bilinmesini istemişlerdir. Mesela:

     Yemliha, şehirden et alacaksa ” Helal ve meşru yollardan temin edilmesini ” tenbih etmişlerdir. Şehrin, çoğu malının gasp malı olması sebebiyle, ” Gasbedilmiş veya zulmen alınmış mal ve erzakın satın alınmaması” demişlerdir. Bereketi bol yiyecek alınması, Güzel ve temiz olması, Hayırlı yiyecek olması, En ucuz yiyecek olması tenbih edilmiştir.

     Netice ve sonuç olarak;

    Havari Yuhanna, öylesi bir eğitim ve öğretimde bulunmuştur ki, hem Ashab-ı Kehf geçlerinin kurtulmalarına, hemde bölge insanlarının  kurtuluşuna vesile olmuştur.

     Yüce Allah’ın mucizesine bakınız ki, ayette: ” ( Hallerini bir) görseydin mutlaka onlardan yüz çevirir, kaçardın ve herhalde için korku ile dolardı. “ ( Kehf sûresi, âyet 18)

     Hakikaten, biz insanlar böylesi bir halden nasıl korkmayalım ki, ” Biz onları gâh sağ yanına, gâh sol yanına çeviriyorduk” ( Kehf sûresi, âyet 18) buyurulmaktadır. Buna göre rivayette, Ashab-ı Kehf erleri sağa-sola döndürülmeleri yılda iki kere olurdu. Altı ay bir yanları, altı ay diğer yanları üzere olurdu.

     Diğer bir tarihi veride ise, yılda sadece bir kere döndürülmüşler oda ” Aşure” gününe tesadüf etmiştir. Mücahid’den bir rivayete göre, Tevhid erleri 300 yılda bir kere bir yanları üzerinde, dokuz yılda bir yanları üzere uyumuşlardır. İşte, bu sebepten ötürü,

     Saçları ve tırnakları uzamış, heybetli duruşlarından ötürü onları gören insanlar korkmuşlardır. Bu sebeple, biz Müsülümanlar olarak, bölge insanları olarak, onların ruhaniyetlerinden istimdat bekliyor, her ziyarete gitmiş olduğumuzda bu sahneleri yaşıyormuş gibi oluyoruz.

     Günümüzde Efsus insanları, Müslümanları bu kutsal müjdeyi unutmamışlar, Ashab-ı Kehf’i yaşatma namına camiler yapmışlar, dernekler, teşkilatlar kurarak, merasimler, yüyüyüşler bile organize etmişlerdir. K. Maraş’ta düzenlenen son kurtuluş gününde gençlerin yürütülmemesi, canımızı yakmış, bizleri üzüntüye sevketmlştir. Gençler için duacıyız, Allah’tan yardım diliyoruz.. Selam ve dua iile…

*

     Şerafettin Özdemir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir