RİBAT

Ribat Anadolu Selçukluları’ndan günümüze ulaşan en eski yapılardan biridir ve bu ikili (Ribat-Medrese) Türk mimari sanatında kendi grubunda orijinal tek örnektir. Çünkü başka hiçbir yerde alt katı Ribat, üst katı Medrese olan bir yapı mevcut değildir. Külliye’nin odak noktasını oluşturan Ribat’ul Mübarek, Camii ile Han arasında yer alır. Sarımtırak ince yonu taştan inşa edilmiştir. Yapının mimarının kim olduğu bilinmemektedir. Yapı, Taç Kapı üzerinde yer alan inşa kitabesine göre Hicri; Ramazan 612, Miladi; Aralık 1215 tarihinde Anadolu Selçuklu Sultanı I. İzzettin Keykavus döneminde Maraş Emiri Nusretuddin Hasan Bey tarafından yaptırılmıştır. Yine inşa kitabesine göre adı Ribat’ül Mübarek olan bu yapı için Ashab’ül Kehf’üş Şerif Ribatı, Ashab’ül Kehf’üş Şerif Zaviyesi ve Ashab’ül Kehf’üş Şerif Çilehanesi isimleri de kullanılmıştır. Bu Ribat, zaviye amacıyla yapılmış ve Osmanlılarda Ashab’ül Kehfü’ş Şerif Zaviyesi adıyla anılmıştır. Ribat, bir süre Külliye’nin ilk yapısı olmasından ve buradaki kutsal mağarayı ziyarete gelenlerin yoğunluğundan dolayı dergâh, mescid, medrese ve han fonksiyonlarını bir arada yürütecek şekilde tasarlanmış, ikamet edenlerin ihtiyaçlarının karşılanması için her şey düşünülmüştür. Bu fonksiyonel yapısından dolayı, Türk Mimari tarihinde çok önemli bir yeri olan fevkalade güzel ve orijinal bir eserdir. Süsleme yönünden yapı genelinde sadelik hâkimdir. Taç Kapının ve Ribat içerisinde bulunan mihrabın taş bezemeleri oldukça dikkat çekicidir. Ribatın mukarnas kavsaralı abidevi taç kapısı güney cephenin ortasına yerleştirilmiştir. Bu dev şaheser, Anadolu Selçukluları’nın ilk dönem yapılarından birisi olduğu için, kendinden sonra yapılan taç kapıları etkilemiş olmasından dolayı Anadolu Selçuklu sanatında oldukça önemli bir yere sahiptir ve biçim ve bezeme yönünden çok seçkin bir örnektir.